Son Dakika Haberler

Necmi Uyanık

Necmi Uyanık

​Balkanlardaki Son Efendi: Kosova’daki Osmanlı-4

13 Sunday 2013

“…Bunlar için ben cânımı kurbân ederim; yeter ki tek Sen beni şehîdler zümresine kabûl eyle. Asâkir-ı İslâm için(İslâm askerleri için) teslîm-i rûha raziyim. Tek ki, bu mü’minlerin uğruna benim rûhum fedâ olsun…”.  I.Murat

Uzun bir otobüs yolculuğundan sonra sabahın erken saatlerinde Kosova’nın Ferizay şehrine indiğimde,  bir petrol istasyonunda ilk siyah çayımı/“zi çay” içtim. Sabahın altısında, Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap Dili  ve Edebiyatı Bölümü mezun öğrencilerimizden (Fakültemizin futbol takımında da oynamış olan) sevgili Adil Haxhiu ile buluştuk. Ferizay’a, yaklaşık 40 km uzaklıktaki Viti’ye, Adil’in ailesinin evine Buzovik’e geldiğimizde, sanki Anadolu’da mütavazı bir eve girer gibiydim. Sabah kahvaltıda, sıcak bir aile ortamını yaşarken, (Abdül amca, Halide teyze, Adil’in abisi Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu Faruk ve diğer kardeşiyle) Osmanlı izinde Kosova’ya gelen duygularım, bu ortamda coşkun bir ruhun bütün renklerini bulmuş ve bu renkler heyacanlanıp tuvalde, “hayal olmuş hakikatleri” resmetmeye başlamıştı. Adil’le Faruk’un kitaplığında bulunan İslam Ansiklopedisi ve Osmanlı tarihine ait kitaplarsa,  bu anlam sarayına birden kubbe oluvermişlerdi...

Adil’in babası Abdül amca, Arnavut kökenli Müslüman bir ailenin reisiydi. Tütünü sararak içtiği tabakasıyla beni, rahmetli dedemin bir zamanlar içtiği tütün tabakasındaki geçmişin nefesinde buluşturmuştu. Abdül amca, Televizyondaki Türk dizilerinden öğrendiği birkaç Türkçe kelime ile sevgi dolu yüreğini bizlere açmıştı. “Türkiye nasıl?” diye sorarken, “Tayyip Erdoğan nasıl onu çok seviyoruz” diye, gülümseyen ilk cümlelerinde şaşkınlığımı gizleyememiştim. Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı, Kosova Cumhuriyetinde Arnavut asıllı bir Müslüman’ın, Abdül amcanın sözlerinde sanki Osmanlı’dan gelen bir şarkıyı yeniden söyletiyordu. Masa üzerindeki kanaviçeler ise, neler anlatmıyordu ki!..
 


                                   Abdül Amca/Viti

Hele, Adil’in 92 yaşındaki Hayroş dedesi, bu şarkıya beste yaparcasına, maşaallah bu yaşında, Türkiye’den geliyorum deyince, parlayan gözleriyle oturduğu yerden kalkmaya yeltenerek Arnavutça, dedesinin Osmanlı’da Edirne’de 1850’lerde askerlik yaptığından bahisle –hey gidi Osmanlı, Türkiye’ye çok, çok selam söyle! Sözlerinde, duygusallığımı bilenmez yerlere götürmüştü!

                          92 yaşındaki Hayroş Dede

Besmele çekerek Adil’in mihmandarlığında çıktığımız Kosova turunda, Osmanlı’nın izlerini arama heyacanı ile dolu olan düşlerimin vücut bulduğu ilk maddi eser, Germova Köyü’nde Osmanlı’dan kalma bir cami ile oldu. Cami, dış görünümüyle, âdeta bizim Köydeki (Hüyük Çukurkent Köyü) camiden hiç farklı değildi. Ancak, bakıma muhtaç olan cami kapalı olduğu için, içerisine girme imkânımız olmadı. Eski caminin hemen yanıbaşına yapılan yeni cami, eski camiyi biraz ilgisiz bırakmış gibiydi. 

Kosova Viti’de, Titanik’e benzetilerek yapılan orijinal bir kilisenin yanından geçtikten sonra karşımıza büyük bir cami çıktı. 2011’de ibadete açılmış olan bu caminin, Türkiye’den Nakşi kökenli, bir zamanlar cemaatin önderliğini de yapmış olan rahmetli Musa Topbaş Efendi’nin vasiyeti üzerine yapılmış olduğunu öğrendim. Caminin hemen bitişiğindeki dernekle, daha sonra tanışma imkânı bulduğumuz M. Ali Bey, Türkiye’nin sivil gönüllülerinden biri olarak İslâm’a, Müslümanlara ve ülkesine hizmet ediyordu. Hatta geçen hafta Kosova’yı ziyaret eden Genel Kurmay Başkanımızla bu kardeşimizin resimlerini sosyal paylaşım sitelerinde görmek beni fazlasıyla memnun etti.
Viti’den sonra Priştine yolu üzerinde Ferizay’dan çıkarken, M. Akif Ersoy Koleji ve Bahçeci Hastanesinin tabelaları, Türkiye’nin eğitim ve sağlık alanındaki yansımaları olarak resim karelerimize yansıdı. Priştine, Kosova’nın başkentiydi ve inşaatı devam etmekte olan Balkanlar Merkez Bankasıyla ikinci İsviçre olma yolunda ilerleyen Kosova’nın önemli gelişmiş bir şehri olarak dikkat çekiyordu. Priştine’de ilk ziyaret ettiğimiz 15. yüzyıldan kalma Fatih Cami (Fatih Sultan Mehmet Cami), bir anda türbesini ziyaret etme imkânı buldduğumuz I. Murat’ın Kosova Savaşı(1389) yıllarına götürmüştü beni. Sırplar, 1999 savaş yıllarında camiye önemli zararlar vermişler. Ancak, TİKA’nın girişimleriyle 2008’de restorasyonuna başlanılan cami, yakın zamanda Dışişleri Bakanımız sayın Ahmet Davutoğlu’nun da katılımıyla teravih namazıyla ibadete açılmış. Fatih Caminin hemen yanıbaşındaki Taş Camide ise, restorasyon devam ediyordu.  Baştan söylemeliyim ki TİKA, özelikle Osmanlı yadigârı eserlerin restorasyonunda (Prizren Sinan Paşa Cami gibi) çok güzel hizmetlerde bulunmuş vaziyette. Bu nedenle şahsım adına, Anadolu halkı adına TİKA, fazlasıyla teşekkürü hak ediyor.

Priştine, Balkanların en genç başkentlerinden birisi olarak, Osmanlı ordusunda görev almış, Arnavutların millî kahramanlarından İskender Bey’in büyük büstü, güzel binaları ve hareketli sosyal yaşam tarzıyla dikkat çeken önemli bir şehir. Burada bulunan Kosova Müzesi, savaş ve medeniyet müzesi olarak  Sırp vahşetini, bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Bölgenin tarihi eserlerinin de sergilendiği bu tarihi müze, Müslümanlara kıyım yapan Sırp zulmünü tescillemektedir. Türk Bayrağı da, bu müzede onurla yerini almış durumda. Elbette, Viti’den çıkarken gördüğümüz, 1998’de şehit olan Gürsel ve Bayram Süleymani’nin  şehitliği gibi yüzlerce şehitlik, Kosova için ayrı bir anlam taşımaktadır. Büyük İslâm şairimiz M. Akif’in dizeleri, birden dilimden dökülevermişti: “Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan,  şühedâ!”.

Priştine-Mitroviçe yolu üzerinde bulunan Sultan I. Murat’ın türbesi, Meşhed-i Hüdavendigâr, bizim için M. Akif’in dizelerine; -geçmiş, bugün ve gelecek- adına ayrı bir anlam katmıştı. Bu mekan, I. Kosova Savaşı’nda arslanlarıyla birlikte şehit olan I. Murat’ın iç organlarının gömüldüğü yerde, 14. yüzyılın sonunda yapılmış bir türbeydi. Sonradan değişiklik ve onarımlar geçirmiş olan türbenin avlusu içinde türbedarların mezarları bulunmaktadır. Bu türbenin dış kısmı, Bursa Osmangazi Belediyesi tarafından düzenlenmiş. Bu bölümde, I. Murat’a ait aşağıdaki ifadeler sanırım bize çok şey anlatıyor:

“Yâ Rabbî! Bu fırtına, şu âciz Murâd kulunun günahları yüzünden çıktıysa, mâsûm askerlerimi cezâlandırma. Allah’ım onlar ki buraya kadar sadece senin adını yüceltmek ve İslâm’ı teblîğ etmek için geldiler….Ya İlâhi, bunca Müslüman askerin helâkine beni sebep kılma! Bunlara yardım eyle ve zafer bahşeyle. Bunlar için ben cânımı kurbân ederim; yeter ki tek Sen beni şehîdler zümresine kabûl eyle. Asâkir-ı İslâm için (İslâm askerleri için) teslîm-i rûha raziyim. Tek ki, bu mü’minlerin uğruna benim rûhum fedâ olsun…Beni gâzî kıldın. Sonunda da lütfen ve keremen şehîd eyle! Âmîn!”
 

                                     I.Murat’ın türbesi

İslâm âlemi olarak dini vazifemiz olan Kurban Bayramı’nı ifa ettiğimiz bu haftada, dini, vatanı için kurban olmuş ,“Kınalı Kuzularımızı”, şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Kurban Bayramın mübarek olsun ey İslam âlemi!.....Saygı, sevgi ve selamlarımla!
 

.

Yorumlar

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”
Türkçe العربية English