Son Dakika Haberler

Necmi Uyanık

Necmi Uyanık

​Dünden Bugüne “Makyavelizm-Medici Ailesi ve Pinokyo”2!

25 Thursday 2013

Geçen yazımızda millî İtalyan devletinin ortaya çıkış sürecini özetlerken Rönesans yolundaki İtalya’nın Dante gibi bir hümanisti üzerinden bazı mesajlar verirken, “Sonra neler oldu? Ve biz İtalya’da neler gördük?” diyerek cümlemizi bitirmiştik. Burada İtalya yolculuğunu yaparken, gerçek yolculuğun, eş zamanlı olarak,  tarihin pusulasıyla birlikte kendi siyasi, sosyal, iktisadi, dini vs. bütün yönleriyle dünden bugüne Türk tarihine ışık tutacak bir eksende yapılmasının, sentezlenmesinin gerçeğidir.

Bugün, 19. yüzyıldan 20. yüzyıla, millî sanayileşmiş İtalya’nın, geç sömürgecilik yolunda Avrupa tarihinde oynadığı rolün, tarihi arka planında yer alan bazı siyasi ve kültürel değer halkalarını incelemeye çalışacağız: Makyavelizm, Medici Ailesi ve Pinokyo. Elbette bu değerler, bugün dünyanın içinde bulunduğu cadı kazanının/kazanımının da önemli araçları olarak karşımıza çıkmaktadır.

Türk Dil Kurumunun sözlüğüne göre Makyavelizm, Fransızca Makyavelcilik olarak dikkat çekilirken, Makyavelcilik de, Politikada amaca ulaşmak için ahlaka aykırı da olsa her türlü aracı hoş gören anlayış, Makyavelizm olarak tanımlanır. Makyavelizm, adını İtalyan düşünür, tarihçi ve siyasetçisi Niccolo Machiavelli (1469-1527)’den alır. Machiavelli, meşhur eseri Prens’te, bir devlet adamının nasıl başarılı olacağını, (Papalık, küçük cumhuriyetler, çeşitli prenslik-düklük-kontluk ve krallıklara) bölünmüş İtalya’nın siyasi coğrafyasına dayalı gerçekliklerden hareketle ele alır ve tek cümleyle, başarıya giden yolda her şey mübahtır anlayışını ortaya koyar. İlerleyen dönemlerde, bazı düşünürler Machiavelli’yi erken “jakobenizmin” öncüsü olarak da nitelendirmişlerdir.

Machiavelli’yi destekleyen/besleyen aile ise, İtalya’nın tanınmış Medici Ailesi olmuştur. Machiavelli’nin danışmanlığını yaptığı ve Prens adlı eserini yazdığı bu aile, konumu itibarıyla Rönesans’ın oluşumunda önemli rol oynamış bir kurumdur. Çünkü bu aile, 13. yüzyıldan itibaren, İtalya coğrafyasında, özellikle Floransa bölgesinde ticari işlerde, dokuma/tekstil işlerinde ve bankacılık işlerinde zaman zaman Avrupa’nın ticari hayatına yön vermiş bir ailedir. Medici Ailesi, birkaç papa ve çok sayıda yönetici çıkararak Toskana bölgesinden aşağıya-güneye doğru geçici hâkimiyetler sağlamış bir güçtür. Dolayısıyla bu aile, uzun soluklu tarihi süreç açısından, Latince’nin yerine İtalyanca’nın gelmesinde, İtalyan burjuvazisinin oluşumunda, sanata, resim ve tiyatroya verdikleri destekle birlikte Rönesans’ın elinde ilerleyen süreçte İtalyan birliğinin öncüsü rolünde/oluşumunda önemli etkiye sahip olmuştur. (Amin Maalouf’un, Afrikalı Leo adlı romanı Medicilerin Avrupa ve Afrika’da anlaşılması açısından okunması gereken tavsiye edeceğim güzel bir romandır). Tam bu noktada, Avrupa tarihi açısından temel bir özelliğe dikkat çekmemiz gerekiyor. Burjuvazi, Avrupa’daki bilimsel gelişmeler açısından (Aydınlanma, Sanayi Devrimi, ticari ve sanatsal vs)  çok önemli toplumsal bir kesimdir. Osmanlı, gerileme ve çöküş sürecinde, bu gücün eksikliğini çok fazlasıyla hissetmiş ve bunun bedelini de ağır şekilde ödemiştir.
 


           Medicilerin sanat ve ticaret şehri Floransa’sından bir görünüm

Yukarıdaki bilgiler ışığında, günümüz Türkiye’sinin (tanınmış ve yerel) zengin, sanayi ailelerinin/şirketlerinin, Türkiye’deki bilimsel gelişmeler açısından öneminin altını çizmemiz gerekiyor. Bu şirketler gerek vakıflar, gerek araştırma birimleri ve üniversiteleriyle olsun, devletin yetersiz kaldığı alanlarda (dahası her şeyi devletten bekleme yerine) yenileşme yolunda, sadece ticari çıkar kaygısıyla değil, aynı zamanda ülke insanın geleceği adına ciddi yatırımlar yapmalı ve projelere destek vermelidirler. Elbette bu durum,  liberal sistem/ ideolojiler ve Sosyal demokrasi alanı içinde ayrı bir tartışma konusunu beraberinde getirecektir. Zengin bir ailenin güdümünde ortaya çıkan Makyavelist politika, 19. yüzyıldan günümüze sömürgeci Avrupa’nın/Avrupalı güçlerin önemli düsturlarından birisi olmuştur. Sadece millî Alman birliğinin kuruluşunda Bismark’ın politikalarına bakmamız, bu konunun anlaşılması için yeterlidir. Ya da yakın dönemde uluslararası kurumlar tarafından Türkiye’ye verilen sözlerin uygulamadaki yerine bakmamız, Makyavelist politika uygulayan güçleri karşımıza çıkaracaktır.

Maskeler ülkesi İtalya’nın Kuzey’inden Roma’ya doğru yeşiller içinde ilerlerken karşınıza çıkan diğer edebiyat/kültür halkası ise Pinokyo’nun coğrafyasıdır.  Bu güzel coğrafya içinde Pinokyo ve maskeler, ister istemez yalancılık ve çok yüzlülük konusunu gündeme getirir. Dünya'da sanatın, bilimin/disiplinlerin, temsil edildikleri ülkeleri vardır ama, tüm insanlığın hayrına hizmet eden önemli değer örgüleri olarak hayatın vazgeçilmezleridir onlar. İtalyan yazar Carlo Collodi'nin çocuk romanındaki kahramanı Pinokyo'nun adı ve resmi, nerede geçerse geçsin yalandan burnun uzamasıyla hepimizin malumu olan bir konudur. Peki simgeler, kavramlar ve kurumlar niçin ortaya çıkar ya da çıkarılır? İtalya’nın siyasi/sosyal ortamında niçin böyle bir şahsiyetin ortaya çıkarılması gereği hissedilmiştir.

Toplum ve değişim konusu, tam bu noktada sosyolojik olarak devreye girer. Toplumun, siyasi ve sosyal/manevi değerleri ne olursa olsun, teorideki "insan", uygulamada "kişilik" aktörü olarak hayattaki yerini alır. Kişiler, toplumun içindedir ama yaşanan problemler ya da beklentiler KİŞİLİKLERİ olumlu/olumsuz sahneye çıkarırlar. Aslında kişilik, tanımı ve açıklanması uygulamada en zor olan alanlardan birisidir. Buna en basit örnek, tanıdığını zannettiğiniz insanların, beklenmedik davranışını görünce, hep söylenen, "bunu ondan hiç beklemezdim" ifadesi olmuştur.


                               İtalya’nın meşhur maskeleri

Dini açıdan, münafıklık kavramı tam bu noktada anlamlı hâle gelir. "Ya göründüğün gibi ol, ya da olduğun gibi" sözünü tarih, Mevlana'ya halkın dilinden, halkın sosyoloğu olarak söyletmiştir. Sanırım tarihi süreçteki Papalık, kurum olarak bu söze daha çok muhatap edilmelidir. İnsanların, etkileşim içinde oldukları nesneler ve gerçeklikler karşısında değişmeleri çok normal..."Değişmeyen şey değişmenin kendisidir"! Ancak, ahlaki anlamda dürüstlükten uzak, yalancılığın, moda şekliyle "beyazıyla" birlikte görülmesi, günümüzün önemli toplumsal sıkıntıları arasında yer alacak gibi görünüyor. Onun için, sanatın ülkelerinden biri olan İtalya'da maskeler, resimde de görüleceği üzere revaçta satıyor!

Eskiden, "iki yüzlü" tabiri çok anlamlıydı. Ancak günümüzde bu değerini kaybetmeye başladı. Çünkü, günümüzde "çok yüzlüler" var. Bunun sebepleri üzerinde düşünmemiz gerekiyor. Özellikle başkalarından öte Müslüman din kardeşleri olarak hepimizin. Ve sanat ise, hayatımızda bu yüzleri gösteren muhteşem bir alan!

Bugün yazımızda bahsettiğimiz kültür halkalarına sahip olan laik İtalya Cumhuriyeti, yakın geçmişin Faşist İtalyası değil. Çünkü bunun bedelini çok ağır ödedi. Milli Mücadele döneminde, Anadolu’nun güneyindeki bazı yerlerle birlikte Konya’yı da işgal eden İtalya, ilginç bir şekilde ürettiği Makyavelizm’in nesnesi olmuş ve sömürgeci Avrupalı ortakları tarafından aldatılmıştır. Bu nedenle İtalya, Anadolu işgalini ilk bırakan ülke olmuştur. Avrupa Birliğinin kurucu ülkelerinden olan İtalya, bu aylar itibarıyla % 42 gibi bir rakamla gençlerde işsizlik oranı yaşıyor. Yani Türkiye’ye göre baya sıkıntılı bir görünüme sahip.

Bütün bu değerlendirmelerle birlikte bugün Türkiye Cumhuriyet devleti, Makyavelist, (burnu uzamayan) Avrupalı güçlerin ve “her şey benim için” diyen liberal sistemin baskınlığına rağmen, terör belasına rağmen önemli başarılar elde etmiş ve yoluna devam etmektedir. Bugün dünyadaki, Orta Doğu’daki gelişmelere bakarak, özellikle “Şark Meselesi” bağlamında Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle hepimiz Türkiye’nin bu gidişini sekteye uğratacak Makyavelist güçlere pirim verme-me-li-yiz. Nasihat isterseniz  İkinci Meşrutiyet Yeter!
Sonuç:
-Uluslararası politikada sürekli dost ve düşman yoktur.
-Çıkar, her şeyin üzerindedir!?. Amaç için, her şey yapılabiliyor.
-Dünyanın/Avrupa’nın iki yüzü vardır: Anka-vahşi ve Hüma-medeni.
-Var olmak için yeri geldiği zaman çok şeyler kaybetmeyi, yaşarken yeniden doğmayı bilmeli ve göze almalıyız (ki bugüne kadar kaybettiklerimiz çok).
-Şu an için siyasi tercihler bir yana, eleştiri hakları saklı tutularak Türk halkı, Türkiye’yi temsil eden resmi güçlerinin/otoritelerinin yanında olmasını bilmelidir. Tıpkı Amerikalıların Amerika için yaptığı gibi!
Saygı ve sevgilerimle!

 

.

 

Yorumlar

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
  • Avni Şimşek

    Türkiye'deki sivil toplum kuruluşlarının ve cemaatların çoğunluğu Makyavelist bir zihin yapısına sahiptir.Fayda ve çıkar hesabına dayalıdır.

    • Cevapla
    • Begen (0)
    • Begenme (0)
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”
Türkçe العربية English