Son Dakika Haberler
Bulunduğunuz bölgede, yaşadığınız kentte güzel işler yapıyorsanız, yaptığınız bu güzel işler ses getiriyorsa ve yaptığınız işlerden dolayı da bölge insanı sizi seviyorsa yolunuz doğru, görevinizi iyi yapıyorsunuz demektir.
Ve sizin doğru yaptığınızı gören gözlerde size olan ilgiyi artıracaktır.
Kimileri size güzel isimler takacaktır.
Kimileri de marifetlerinize iltifatla yaklaşacaktır.
Ne demiş atalarımız;
“İltifat marifete tabidir…”
Aslında bu sözü de biraz irdelemek gerekir diye düşünüyorum.
Marifet mi iltifata, yoksa iltifat mı marifete tabidir?
Bizim bildiğimiz “Marifet iltifata tabidir” sözüydü.
Yıllardır bunu duyduk ve bunu söyledik. Hatta bu deyimin devamı da “İltifatsız marifet zayidir” şeklindeydi.
Neyse bu kavramlarla kafamızı fazla meşgul etmeyelim ve asıl söylemek istediklerimize gelelim.
İltifat; başkaları tarafından medh ü sena edilme, halk tabiriyle de “aferin aslanım, sen yiğitsin, sen bu işi yaparsın” denilmesi ortak motivasyon unsuru olarak görülür.
Böylesi medhe maruz kalan insanlar, yaptıklarının başkaları tarafından takdirle, teşekkürle, iltifatla karşılandığını bilirler ve heyecanları artar. Bu övülme karşısında da işlerine biraz daha sıkı sarılır ve adeta kendilerini yaptıkları işe adarlar.
İltifat, yani övülme güç verir bize.
Enerjimizi yenileriz iltifatkar sözlerle.
Aşkımıza aşk, şevkimize şevk katarız.
Mesela İbn i Sina “Bilim ve sanat iltifat görmediği ülkeyi terk eder” demiş bir beyanında.
Bir başka örnek vermek gerekirse; Fethullah Hoca bu konuda daha farklı düşünenler arasında yer alıyor.
Ahmet Kurucan Zaman Gazetesi’ndeki bir yazısında Fethullah Hoca’nın bu konuya ilişkin düşüncelerini ve değerlendirmesini şöyle anlatmış.
Fethullah Hoca’nın bu konuda, “İltifat marifete tabidir” dediğini, marifet iltifata tabidir sözünün bencilce söylenmiş bir söz olacağını ifade ettiğini belirtiyor ve bu sözünün altını da şu sözlerle doldurduğunu vurguluyor.
“İnsanlar yaptıkları işlerde beklentisiz olmalı. Hiç kimseden takdir, tebrik beklemeden işine sarılmalı. Konunun hakkını vermeli. Üzerine düşen vazifeyi eksiksiz, kusursuz, arızasız yerine getirmeli ve sonra da unutmalı…”
Kimileri de takdir edilmedikçe marifet sayılamayacağını söylüyor.
Bir başkası da “marifet iltifata tabidir, iltifat olmayan marifet zayidir…” diye ifade ediyor.
İşin özü dostlarım;
Yetenekli, becerili, üreten insan her zaman marifetlidir.
Karşılık beklemeksizin yaptığı marifetler de mutlaka karşılığını bulur.
Bu da çoğu kez iltifatla şekillenir.
Siz, kalkar kimse sizden bir şey istemezken bulunduğunuz bölgeye dünyanın yatırımlarını yaparsanız, insanlara aş ve iş temin ederseniz.
Sonra birileri de kalkar sizi “Bay Beyin” diye kapak yapar.
Bir başkası da “Asrın yatırımcısı, Ekonominin Efendisi” diye niteler.
Yani, sizin niyetiniz halis, kendiniz de hasbi olursanız bu millet de size iltifat etmekten kaçmayacaktır.
Yorumlar
Fetullah hoca(!) diye biri mi var? Şerefsiz fetö var, hâlâ bu yazıyı düzeltmemişsiniz. Yoksa siz de mi fetöcüsünüz?